19 Şubat 2012 Pazar

Looking for Istanbul


Eric Cantona reyis gelmiş, İstiklal'de yürümüş, Nevizade'ye akmış, taraftarla takılmış, canal+ ile birlikte bir belgesel çıkmış, konu derbi tabiki. Ön çalışma kısmında çok emek harcandığı, konuşan kişiler(Birand, Aysal Başkan, Ara Güler(bu gerçekten süper bir seçim, saygımı katladı),Aykut Hoca, Fatih Hoca'dan maç yorumu alamadık pek ama kendisini de gördük) bakımından çok belliydi. Eksisi yok mu, çok var, hatta mesela maçtan sonraki kareografiyi çekmeyip, maçtan sonra "3 te yetmez 5 tane" şarkısında göbek atan insanları çekmeleri gerçekten "Neden?" diye sordurttu bana.
Güzel yanları çoktu, gerçekten çoktu, tamam fransızcam yok ama, konuya vakıf kalabiliyor insan rahatlıkla çünkü röportajlar, Alex, M.A. Birand ve Ü. Aysal hariç, Türkçeydi, Kazım da İngilizce konuşmuş, onu da anladık. Cantona'nın dediklerini de tahmin ettik. Futbol'un tarihi ve 1. Dünya Savaşı'ndaki yeri çok iyi anlatılmış, Mustafa Kemal'in futbol ve takım tutmasına kadar görüşler alınmış, General Harrington Kupası'na değinilmiş, Lefter, Metin Oktay unutulmamış, taraftarların görüşleri alınmış ki, bu Galatasaray Fransızlara yardım etti geyiğine de güzel bir cevap vermiş oradaki arkadaşımız, Adnan Menderes'ten Kenan Evren'e, o zamanki siyasi karışıklarda futbol'un yerine kadar her şey anlatılmış, o açıdan çok zengin bir belgesel olup "Looking for Istanbul" adını köküne kadar haketmiş.
Kötü yanları ise, Emin (abi mi desem bey mi desem kararsız kaldım, abi diyelim samimi bir insandı kendisi) abi hariç, ne o maç günü maniküre gidip Sarı-Lacivert oje sürdüren kızlar, ki kendileri benim "futbol ve kadınlar uzak durmalı" tezimi kanıtlamışlardır, ne onların takıldığı o "17'ye karşı 1'iz biz ühühüh" gibi günümüzde kimin kime karşı olduğunun belli olmasına rağmen inatla "bu belgeselde bu lafları etmeliyim" şeklinde düşünen arkadaş, ne de üniversiteye gidip 12 yıl önce kazanılmış kupa için "Hala TRT3'ü açıp izliyoruz, o günkü coşkuyu hala yaşıyoruz" diyen arkadaş(12 yıl önce kaç yaşındaydın da ne coşkusu yaşadın?) bu maçı anlatacak, yaşatacak kapasitede, bilgide, tecrübede insanlar değil. Bir de Galatasaray'da bunu anlatacak bir Semih mi kaldı, orada kaç tane dünya derbisi görmüş topçu var, versene ruhu. Fatih Terim'i de en az Aykut Kocaman kadar görmek isterdik ayrıca, çok kısa bir konuşması oldu, halbuki gösterilen videolarda en çok gözüken adamdır.
Buraya kadar hadi tamam, hadi geçtik, görmedik, ama bir hataları var, ben anlamadım arkadaş neden, neden, maçtan sonraki düğün dernek havalarında göbek atan taraftarı çekersin de, maçtan önce bütün stadın katıldığı dev kareografiyi göstermezsin! Tarihten marihten bahsettik ama, maçın o atmosferini yaşatmaktan çok uzaktı.
Yine de, Cantona gelmiş, görmüş, bir belgesel çekmiş. Bizim açımızdan tabiki eksik yanlarını bulmak, eleştirmek kolay,  sonuç olarak o belgeseldeki her şeyi zaten billiyoruz. Ama bu kadar geniş çaplı bir araştırma için gerçekten tebrik etmek lazım ekibi.
Bir Galatasaraylı olarak taraflı hissetmedim, ya da belki Galatasaray biraz öndeymiş duygusuna kapıldım, objektif olamıyorum o kadar, bir Fenerbahçeli de benim duygularımı paylaşıyorsa, o zaman güzel iş çıkarmışlar demektir.


Not: Blog arayüzü konusunda çok cahilim, gönül istedi videoyu şlak diye önünüze koyayım, ancak şu anki bilgimle sadece link verebiliyorum, iyi seyirler!


1 yorum:

  1. Semih tercihi alt yapıdan yetişmiş olması ve ilk kez derbide oynayacak olmasından dolayı. Başka bir açıdan düşünürsek herifler "bu nası Türk lan sarışın mavi gözlü falan!?" şeklinde düşünmüş olabilir.

    YanıtlaSil